Düşünmek için en uzun geceydi, kestirip atmamanı dilerdim.İnsan bir hatayı kaç kez tekrarlar, bunun örneğidir 21 Aralık. Birinin üzerinden 3 sene diğerinin 1 sene geçti. Üzülüp hayıflanmaya devam etmek için bir hayli geç. Bana çok şey öğretmiş, gerçekten sevgi duymuş olduğum iki insan. En azından seneler önce seviyordum, şimdi teşekkür ediyorum.
Bir insan hayatımıza girdiğinde defter açılır. Kiminin sayfaları çokken, kiminin sayfaları az. Hayatımızda kalma sürelerine göre değişkenlik gösteriyor. Sayfalarının çok olduğunu düşünüyordum ikisininde. Hiç bırakılmayacağımın, sevileceğimin falan. Alınlarında yazmıyor ki seni acıdan gebertecek diye. Kavun değil mecburen yaşayıp görüyorsun. Sonra bir bakmışsın sayfa bitmiş, defter kapanmış. Yeni bir defter yaratmaya çalışmaktan halsiz düşüyorsun. Ama'lar, keşke'ler çoğalıyor. Dibe çöküş başlıyor. Çabaladıkça aşağı iniyorsun. Tıpkı deniz gibi. Kendini bıraksan çıkacaksın suyun yüzüne. Çırpındıkça çırpınıyoruz daha da aşağı iniyoruz. Hayat bu denklemde yaşanıyor. Acı çekerken bu denklemi kabul etmek kolay değil. Acı sürenizi uzun tutmayın yeter.
Hayat bize bir şeyler öğretmek için sokuyor birilerini hayatımıza. Kötü şeyler yaşıyoruz ve hayatımıza giren o insanı suçluyoruz. Suçlu yok, sadece farkındalık gerek. Acının arkasındaki eğitimi almak gerek. Ne zaman acıya düşseniz aklınızda bulunsun, bir şeyler boşuna ters gitmiyor. Madalyonu çevirin, onun iki yüzü var.
Yorumlar