Kitapçıya gittiğim her gün benim için en güzel gün oluyor. Her gittiğimde acaba burayı satın alabilir miyim diye ütopik düşüncelere girişiyorum. Cüzdanıma bakınca geçiyor.
Saatlerce gezebilirim orayı. Her kitabı elleyip yerine bırakabilirim. Kitaba gülümseyebilirim.
Kitapçı gördüğümde dayanamayan biriyim. İçeri dalmam gerek. Kitapçıların bir kokusu, bir enerjisi var. Sakin, kararlı yapısının altında heyecanlı, maceracı biri gibi.
Denize, toprağa yakın, tarihi ve renkli yerlerde bulunmak beni şarj ediyor. Bir sokak sonra denize çıkacağımı bileyim bana yeter, orası güvenli, orası evim. Samsun'da doğduğum evde deniz iki sokak sonraydı, İstanbul'da da biliyordum ki yokuşun aşağısı denizdi. Deniz olmalı, deniz önemli.
Gelelim bu güne.
- Kafka Okur'un 4. sayısı çıkmış. Şöyle bir göz attım, enfes. Koşun alın!
- Yapı Kredi Yayınları, Özdemir Asaf'ın en sevilen aşk şiirleri derlenmiş. Alın dememe gerek yok herhalde, Özdemir Asaf oğlum! :)
- Hermann Hesse ile tanışmam 'Siddhartha' ile oldu. Siddhartha, Buddha'nın yaşamının ilk yıllarını anlatır. Buddha'ya, doğuya ilginiz varsa, kendinizi bulmakla ilgiliyseniz kaçırmayın. Doğu Yolculuğu kitabında da, 'günümüz insanının yalnızlığının; kişinin kendi yaşamını bir bütünün, bir düşünün ve bir topluluğun içine katma ihtiyacı öyküsü' diye bahsediliyor arka yüzünde. Siddhartha ile çok sevdim Hermann Hesse'i, umarım Doğu Yolculuğu ile sevgim perçinlenir.
- Tam bir defter aşığıyım! Güzel bir defter gördüğümde almazsam elim ayağım falan titriyor. Öyle bir sevgi... :) Üzerinde 'turkish coffee' ve 'i love coffee' yazılarını görünce aldım. Sizce de çok güzel değil mi? :)
Yorumlar