Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna...
Aldırma Gönül, Leylim Ley, Eskisi Gibi, Göklerde Kartal Gibiyim, Geçmiyor Günler...
Daha nice bildiğimiz bilmediğimiz romanlar, öyküler, bestelenen şiirler...
Sosyalist düşüncelerinden dolayı uzun yıllar sürgüne gönderildi, işkence yapıldı, hapis yattı.
Türk Edebiyatının önemli ismi olan Sabahattin Ali'den bahsediyorum. Aramızdan ayrılışının ardından 68 yıl geçti. Hala her şey bir SIRdan ibaret.
'Düşünce' sen ne büyük bir şeysin. Peki sen güzel ülkem, düşüncelerinden dolayı daha ne kadar ölüm istiyorsun? Ne zaman öğreneceğiz biz düşüncelere karşı saygıyı? Ne zaman diyeceğiz isteyen istediği gibi düşünsün? Herkes ne zaman öğrenecek durması gereken noktayı?
Farklı düşünceleri susturmaya çalıştıkça farklılıkların oluşturduğu güzellikleri, değerleri, bize ait olan her şeye zarar veriyoruz.
Sabahattin Ali onlardan sadece biri. Yakışıyor mu bize Türk Edebiyatında önemli bir yere sahip olan yazar, gazeteci, şair, öykücü, öğretmen olan Sabahattin Ali'nin kim vurduya gittiğini söylemek?
Kitaplarını ders kitabı olarak okuduğumuz çok değerli Hıfzı Topuz hocanın, Sabahattin Ali'nin biyografisini belgelerle bilgilerle yazdığı 'Başın Öne Eğilmesin' kitabını en yakın zamanda okuyacağım. Okunması gereken bir hayat hikayesine sahip biri olduğunu düşünüyorum.
Yorumlar