Destek olamıyorsak köstek de olmasak?



Bir kaç ay önce boyamanın bana ne kadar keyif verdiğini hatırladım. Çizimde oldukça kötüyüm ama renkleri kullanmayı seviyorum. Renklerini sevdiğim bir isim de Duvar Sanatçısı Gamze Yalçın. Onunla çok keyif aldığım bir röportaj yaptık yakında okuyacaksınız. Bana sohbet sırasında İspanya'da katıldığı sanat festivalinden bahsetti. ''Eğitime biz takıntılıyız yurtdışında deneyerek öğreniyorlar. Bende duvar boyamayı boyaya boyaya öğrendim'' dedi. Bir püf noktası da yokmuş sadece denemekmiş.

Bir süredir yoğun tempodan zihnim sürekli meşgul. Bu meşguliyet beni hasta etmeye başladı. Durdum ve neler oluyor dedim kendime. Cevap geliyor içeriden. Hissediyorsunuz. Gamze'nin sözleri ile ışık yandı bende. Mesaj alındı dedim kendime. Aldım elime rengarenk kalemleri canım ne istiyorsa karaladım. O karalamayı bir güzel de boyadım. Güzel olmuş ya da çirkin olmuş ne farkeder ki. Ben rahatladım mı? Evet. Bir süre hiçbir şey düşünmeden durdum mu? Evet. Ortaya çıkan şey beni mutlu etti mi? Evet. Gerisi teferruat.

Bir kişisel gelişim kitabında ya da internette okumuştum şuan hatırlayamıyorum. Orada, içimizde her yeteneğin var olduğundan bahsediyordu. Bazılarını kullanıyor ve geliştiriyoruz, bazıları geliştirilmeyi bekliyor. Hafızam oldukça kötü. Cümle beni etkilediği için unutmadım.

Artık kabul ediyorum. Bir insan her şey olabilir yeter ki istesin. Kim ne yapmak istiyorsa yapsın. Bu işi tutkuyla yapıyorsa iş kendini hemen belli ediyor. Biz yıkıcı eleştirileri çok seviyoruz bu yüzden aynı şekilde eleştirilmekten korkuyoruz. Korkularımız yeteneklerimizi köreltiyor. Sonra diyoruz ki bizim ülkemizden neden bir Mozart, Picasso, Einstein çıkmıyor. Çıkmaz çünkü yapıcı değil yıkıcı eleştiriyoruz. Kendisinden tam olarak emin olamayan biri eleştiriyi duyunca hiç yapamayacağını düşünüyor. Destek olsak birbirimize, ha gayret desek. Destek olamıyorsak köstek de olmasak?

Yorumlar